Connect with us

Ekonomi

İZTO Başkanı Özgener’den Kritik Uyarı: Sanayi ve Üretim Sinyalleri Alarm Veriyor

İZTO Başkanı Mahmut Özgener, sanayi ve üretimden gelen sinyallerin iyi olmadığını belirterek, 2026 bütçe planlarında ılımlı bir toparlanma beklediklerini kaydetti.

Paylaşan

on

İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, sanayi sektöründeki kapasite kullanım oranlarının son yılların en düşük seviyesinde seyrettiğini belirterek, üretimden gelen sinyallerin olumsuz olduğuna dikkati çekti. Özgener, Eylül ayı meclis toplantısında yaptığı konuşmada, sanayinin büyüme ve istihdamın öncüsü olarak ekonomiye katkı sağlaması gerektiğini vurguladı.

Sanayi Üretimi ve İhracatın Önemi

Özgener, sanayi üretimi ve ihracatın, enflasyonla mücadele politikalarına en güçlü desteği veren iki önemli parametre olduğunu ifade etti. Ayrıca, şirketlerin bütçe hazırlıklarına başladığı bu dönemde enflasyon, büyüme, kur, finansman ve üretimle ilgili öngörülerin netleştirilmesinin önemine değindi. Hem ülkemizde hem de ABD’de faiz indirim döngüsünün başlamasıyla varlık ve emtia fiyatlarında sert hareketlerin yaşandığı bir döneme girildiğini, bu nedenle şirket bilançoları açısından hata paylarının öngörülerek plan yapılmasının kritik olduğunu söyledi.

2026 Bütçe Planları ve OVP Değerlendirmesi

Yeni Orta Vadeli Program’ın (OVP) hem 2025 tahminlerindeki revizyonların boyutunu ve yönünü göstermesi, hem de 2026 yılı bütçe çalışmalarına çerçeve oluşturması açısından önemli bir perspektif sunduğunu belirten Özgener, 2025 enflasyon tahmininin yüzde 17,5’ten yüzde 28,5’e çıkarıldığını ve 2026 yılı için de yüzde 9,7 yerine yüzde 16 olarak revize edildiğini aktardı. Enflasyonun tahminlerin üzerinde seyredeceği beklentisine rağmen büyüme tahminlerinin aşağı yönlü güncellendiğini, 2025 için yüzde 4’ten yüzde 3,3’e, 2026 için ise yüzde 4,5’ten yüzde 3,8’e düşürüldüğünü söyledi. Bu bilgiler ışığında, enflasyonun hata payı en yüksek makro değişken olmaya devam ettiğini vurguladı. Hizmet sektörü fiyat katılıklıkları, enflasyon ataletinin kırılamaması, kuraklık ve zirai don gibi iklim olayları ile mart ayında yaşanan finansal dalgalanmaların, enflasyon yönetimini zorlaştırdığını analiz ettiklerini dile getirdi.

Kredi Faizleri ve Stratejik Sektörlere Destek

Mevduat faizlerindeki gevşemeye rağmen kredi faizlerinde henüz belirgin bir düşüş gözlenmediğini ve finansmana erişimin sınırlı olduğunu belirten Özgener, kredi politikalarının seçici olarak stratejik sektörler lehine gevşetildiğinin anlaşıldığını ifade etti. Özellikle **teknoloji**, yeşil dönüşüm ve ihracat odaklı yatırımların Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi ve HIT 30 gibi programlarla desteklenmesinin öncelikli olacağını söyledi.

Kemalpaşa Lojistik Merkezi Projesi

Özgener, İzmir’in Kemalpaşa ilçesinde inşa edilecek olan **Kemalpaşa Lojistik Merkezi** hakkında da bilgi verdi. Projede 131 adet taşınmazın parselasyon planının onaylandığını ve 11 Eylül 2025’de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından yayınlandığını belirtti. 11 Ekim 2025’de ilan süresinin sona ereceğini ve Kemalpaşa Kadastro Müdürlüğü’nde tescil işleminin yapılacağını açıkladı. Projenin İzmir’in ticaret tarihinde önemli bir dönüm noktası olacağına inandığını, kentin geçmişten bugüne “liman kenti” sıfatıyla ticarette çok önemli bir rol oynadığını ve bu mirası yeni teknolojileri kullanarak geleceğe taşımanın kendilerini heyecanlandırdığını söyledi.

Ekonomik Program ve Beklentiler

Özgener, mevcut makroekonomik konjonktür, yurtdışı gelişmeler ve OVP tahminlerindeki son iki yıla ilişkin sapmalar dikkate alındığında, bütçeleme sürecinin yalnızca tek bir baz senaryo üzerinden yürütülmesi yerine, alternatif senaryo analizleri ile desteklenmesinin uygun olacağını değerlendirdiklerini söyledi. Piyasa beklentileri baz senaryo olarak referans alınabilir; ancak maliyet projeksiyonlarının daha temkinli, yani yukarı yönlü riskleri de içerecek şekilde oluşturulmasının mali disiplin ve öngörülebilirlik açısından kritik olduğu kanısında olduğunu ifade etti. Ekonomik Programın başarısını sağlayan en güçlü yanlardan biri olan Merkez Bankası rezervlerinin, şoklara karşı dayanıklı olmamızın en önemli aracı konumunda olduğunu ve 2026 yılının Ekonomik Programın başarıyla uygulanması halinde daha rahat geçeceğine inandığını sözlerine ekledi. Ayrıca, ekonomi dışı gelişebilecek olayların muhakkak göz önünde bulundurulması gerektiğini, gerek ulusal gerek küresel ölçekte dengeli politikaların, rahat bir nefes alabilmemiz için kritik önem taşıdığına inandığını vurguladı.