Turizm
Uçan Süpürge Festivali Mersin’de Büyük İlgi Gördü
Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin 2. Mersin Gösterimi, film gösterimleri, söyleşiler ve atölyelerle yoğun ilgi gördü.
Uçan Süpürge Festivali Mersin’de
28. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin 2. **Mersin** gösterimi, 19–21 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirildi. Festival, film gösterimleri, söyleşiler ve atölyelerle sinemaseverlerle buluştu. Mersin Büyükşehir Belediyesi Sinema Ofisi, Kadın Gazeteciler Derneği, Uçan Süpürge Vakfı ve Kadından Haber iş birliğinde düzenlenen festival, gala gecesiyle başladı. Açılışta Pelin Boğa’nın Sıradan Bir Gün ve Deniz Büyükkırlı’nın Tavuk Suyuna Çorba filmleri izleyiciyle buluştu.
Kadinların hikâyelerini 28 yıldır sinema perdesine taşıyan festival, Mersin’de yoğun katılım ile hayata geçirildi. Ancak, festivalin içeriği sadece film gösterimleriyle sınırlı kalmadı. Ayrıca atölye çalışmaları ve söyleşilerle de zenginleştirilmiş bir program sunuldu.
Atölye ve Söyleşilerle Zengin Program
Festivalin ikinci günü Harika Uygur’un yürüttüğü “Sinema Sektörüne Dair Uygulamalı Deneyim Aktarımı” atölyesiyle başladı. Ardından düzenlenen “Kuşaktan Kuşağa: Söz, Görüntü, Miras” başlıklı söyleşide Ayşenil Şamlıoğlu, Ecem Uzun ve Asiye Dinçsoy izleyicilerle bir araya geldi. Emine Yıldırım’ın yönettiği Gündüz Apollon Gece Athena filminin ardından yapılan söyleşide, filmin anlatı dili ve toplumsal arka planı ele alındı. Aynı gün gösterilen Star On Border, Kabuk ve Kıyamet Önceki Gün Kopmuştu filmlerinin ardından yapılan ortak söyleşide, kadın deneyimlerini merkeze alan üretim süreçleri konuşuldu.
Önemli! bir detay da, festivalin sadece eğlence amaçlı olmadığı, aynı zamanda kadınların deneyimlerini ve bakış açılarını paylaşabilecekleri bir platform sunmasıydı. Yani, sinema sadece bir araç olarak kullanılarak toplumsal konulara dikkat çekildi.
Belgeseller ve Kadın Temsili Tartışmaları
Festivalin son günü, kadın temsiline odaklanan belgesel gösterimleri ve söyleşilerle devam etti. Feride Çetin’in katıldığı “Belirsizlik Çağında Kadın Kahramanın Yolculuğu” başlıklı söyleşide, medyada dönüşen kadın imgesi tartışıldı. Shiori Ito’nun Black Box Diaries filminin ardından gerçekleştirilen “Gazetecilik, İfşa ve Cezasızlık” söyleşisinde ise şiddetin görünür kılınması ve cezasızlık politikaları ele alındı. Program kapsamında ayrıca Umurumda Değil, Dank, Gukla, Domates Biber Depresyon, Neredeyse Kesinlikle Yanlış, Dilan Hakkında Konuşmalıyız ve Kurtlar filmleri de izleyiciyle buluştu.
Ayrıca, festivalde gösterilen belgeseller ve yapılan söyleşiler aracılığıyla kadınların medyada nasıl temsil edildiği ve şiddetin görünür kılınması gibi önemli konular ele alındı. Bu şekilde, festival sadece bir eğlence etkinliği olmanın ötesine geçerek toplumsal farkındalık yaratmayı amaçladı.
Sanatçıların Değerlendirmeleri
Oyuncu Asiye Dinçsoy, festivalin atmosferine ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Kimse konuk gibi değildi, herkes festivalin bir parçasıydı” dedi. Yerel yönetimlerin sanata desteğinin önemine dikkat çeken Dinçsoy, Mersin Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etti. Oyuncu Feride Çetin ise Mersin’i “bir vaha” olarak tanımlayarak, kentin kadın hareketi açısından ilham verici bir alan olduğunu ifade etti. Günebakan Kadın Derneği aktivisti Zübeyde Akpınar, festivalin bir mücadele geleneğinin parçası olduğunu vurgularken, izleyicilerden Şükran Aktaş da etkinliğin kadın dayanışmasını görünür kıldığını söyledi.
Üç gün süren festival, kadın sinemasının Mersin’de görünürlüğünü artırırken, kadın hareketi, medya ve kültür alanından pek çok ismi bir araya getirdi. Bu şekilde, festivalin sadece yerel değil, aynı zamanda ulusal düzeyde de etkili olduğu anlaşıldı.
Festival, kadın sinemasının görünürlüğünü artırmasının yanı sıra, kadın hareketi ve medya alanından isimleri bir araya getirerek önemli bir platform oluşturdu. Sanatçıların ve aktivistlerin değerlendirmeleri, festivalin katılımcılar üzerinde bıraktığı olumlu etkiyi ortaya koydu.

